Real time elastografinin etkinliği: Kortikomedüller strain oranı üriner obstrüksiyonun tanı ve takibinde kullanılabilir mi?

View/ Open
Date
2020Author
Çoban, SonerKurtoğlu, Ünal
Türkoğlu, Ali Rıza
Güzelsoy, Muhammet
Öztürk, Murat
Gül, Abdullah
Önen, Efe
Akyüz, Osman
Kılıç, Metin
Metadata
Show full item recordAbstract
Amaç: Üriner obstrüksiyonun tanı ve takibinde kortikomedüller strain oranının (SR) kullanılabilirliğini araştırmak. Gereç ve Yöntemler: Hastanemiz üroloji kliniğine renal kolikle başvuran hastalardan taşa bağlı unilateral üriner obstrüksiyon tanısı BT ile konulmuş 18-60 yaş arası 40 gönüllü (26 erkek, 14 kadın) hasta çalışmaya alındı. Hastalar iki gruba ayrıldı. Taşa sekonder hidronefrotik böbrek grup 1 iken yine aynı hastaların kontralateral sağlam böbrekleri kontrol grubu (grup 2) olarak dahil edildi. Hastaların yaş, cinsiyet, ne kadar zamandır renal koliği olduğu, tansiyon, body mass indexi (BMI) kaydedildi. Hastalara, abdominal radyolojide 8 yıl deneyimli, tek radyoloji uzmanı tarafından renal ultrasonografi, doppler ultrasonografi ve Real Time Elastografi (RTE) incelemesi yapıldı. Bu üç ölçümün ortalaması istatistiksel analizde kullanıldı. Dekompresyon fazında böbreğin cilde en yakın kesiminden B modda belirlenen medulla ve korteksde ilgilenilen bölge işaretlenerek gerinim oranı (SR) ölçüldü. Bulgular: Hem aynı hastanın taşa sekonder hidronefrotik böbreğine (grup 1), hem de kontralateral sağlam böbreğe (grup 2) bakılması nedeniyle gruplar arasında yaş farkı yoktu. Renal pelvis çapı ile obstrükte böbrekteki resistive index (RI) arasında pozitif korelasyon bulduk (p=0.006 ve r=0.446). Hidronefrotik böbreklerin ortalama kortikomedüller SR değerleri (0,225(0,01-2,40)) ile kontralateral normal böbreklerin ortalama SR değerleri (0,385(0,09-3,27)) arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptadık (p=0.025). Ayrıca hidronefrotik böbreklerin ortalama arterial doppler değerleri (0.64± 0.06) ile normal böbreklerin arterial doppler değerleri (0.60±0.05) arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık da mevcuttu (p=0.026). Sonuç: Noninvaziv bir yöntem olan RTE ile renal kortikomedüller SR ölçümü üriner obstrüksiyon tanı ve takibinde kullanılabilir. Bu bulgu literatürde tanımlanmış olan üriner obstrüksiyondaki artmış arterial RI verileri ile de desteklenmektedir. Objective: To investigate the utility of corticomedullary strain ratio (SR) in the diagnosis and follow-up of urinary obstruction. Material and Methods: Forty volunteer patients (26 males, 14 females) aged between 18-60 years, who were admitted to our outpatient urology clinic with renal colic due to stone and diagnosed as unilateral urinary tract obstruction via CT, were included in the study. Contralateral intact kidneys of the same patients were accepted as control group. Namely, two groups were formed as hydronephrotic kidneys (group 1) and contralateral intact kidneys (group 2). The age, gender, duration of renal colic, blood pressure and BMI of the all patients were also recorded. Patients were examined with renal ultrasonography, doppler ultrasonography and Real Time Elastography (RTE) by a single radiologist with 8 years of experience in abdominal radiology. The average of these three measurements was used in statistical analysis. Strain ratio (SR) was measured by marking the region of interest in the medulla and cortex determined in B mode during the decompression phase. Results: Mean age of the patients was 43.17 ± 11.39 years. We found a positive correlation between renal pelvic diameter and RI in obstructed kidney (p=0.006 ve r=0.446). There was a significant difference in terms of mean corticomedullary SR values between group 1 (0,225(0,01-2,40)) and group 2 (0,385(0,09- 3,27)) (p=0.025). Also, we observed statistically significant difference between group 1 (0.64 ± 0.06) and group 2 (0.60 ± 0.05) in terms of the mean arterial doppler values (p=0.026). Conclusion: The measurement of renal corticomedullary SR by RTE, which is a noninvasive method, can be used in the diagnosis and follow-up of urinary obstruction. These findings are supported by increased arterial RI data in urinary obstruction described in the literature.